Türkiye Partisi - Abdullatif Şener - TP - Türkiye Partisi Forumu
Türkiye Partisi Forumlarına Hoş Geldiniz
Forum Üye değilseniz biran önce "Kayıt Ol" yazan yere tıklayarak siteden tüm kayıtlı kullanıcılar gibi yararlanabilirsiniz. Ziyaretçi olarak sitemizde bulunan üyeler gizli olan bölümlere ulaşamazlar ve mesaj yazamazlar.

Foruma üyeyseniz "Giriş Yap" yazan yere tıklayarak kullanıcı adı ve şifrenizle giriş yapabilirsiniz.

Ziyaretçi olarak dolaşmaya devam etmek için "Do not display again" yazan yere tıklayınız.


NOT: Bu Forum Sitesi Türkiye Partisi Resmi Sitesi Değildir. Bilgi Edinmek ve Paylaşım Amacıyla kurulmuştur.
Türkiye Partisi - Abdullatif Şener - TP - Türkiye Partisi Forumu
Türkiye Partisi Forumlarına Hoş Geldiniz
Forum Üye değilseniz biran önce "Kayıt Ol" yazan yere tıklayarak siteden tüm kayıtlı kullanıcılar gibi yararlanabilirsiniz. Ziyaretçi olarak sitemizde bulunan üyeler gizli olan bölümlere ulaşamazlar ve mesaj yazamazlar.

Foruma üyeyseniz "Giriş Yap" yazan yere tıklayarak kullanıcı adı ve şifrenizle giriş yapabilirsiniz.

Ziyaretçi olarak dolaşmaya devam etmek için "Do not display again" yazan yere tıklayınız.


NOT: Bu Forum Sitesi Türkiye Partisi Resmi Sitesi Değildir. Bilgi Edinmek ve Paylaşım Amacıyla kurulmuştur.
Türkiye Partisi - Abdullatif Şener - TP - Türkiye Partisi Forumu
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Türkiye Partisi - Abdullatif Şener - TP - Türkiye Partisi Forumu

Türkiye Partisi, TP, Abdullatif Şener, Türkiye Partisi amblemi (logosu), Türkiye Partisi il ve ilçe teşkilatları, Türkiye Partisi Tüzüğü, Türkiye Programı, Yeni Oluşum Hareketi
 
PortalAnasayfaGaleriLatest imagesKayıt OlGiriş yapFacebook Grubu

 

 Abdullatif Şener Kimdir?

Aşağa gitmek 
3 posters
YazarMesaj
MedCezir
Yönetici
Yönetici
MedCezir


Mesaj Sayısı : 187
Rep Gücü : 367
Kayıt tarihi : 29/05/09
Yaş : 38
Nerden : Mersin

Abdullatif Şener Kimdir? Empty
MesajKonu: Abdullatif Şener Kimdir?   Abdullatif Şener Kimdir? Icon_minitimeCuma Mayıs 29, 2009 11:12 pm

Türkiye Partisinin kurucusu Abdulllatif Şener 1954 yılında Yıldızeli’nde doğdu. İlk ve Orta öğrenimini Sivas’ta tamamladı. Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’ni 1977 yılında bitirdi. Bazı kamu kuruluşlarında memur ve denetim elemanı olarak çalıştıktan sonra, Gazi Üniversitesi Bolu İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi’nde akademik çalışmalara başladı. Aynı üniversitede Maliye Anabilim Dalı’nda doktorasını tamamladı, bulunduğu fakültede Dekan Yardımcısı olarak görev yaptı. Daha sonra Hacettepe Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi’ne geçti, bu üniversitede iken doçent oldu. 1991 seçimlerinde Sivas milletvekili oldu. 1996-1997 yıllarında 54.Hükümette Maliye Bakanlığı yaptı. XIX, XX ve XXI. Dönem Sivas milletvekilidir. Yayınlanmış bir kitabı, çok sayıda ilmi ve siyasi makaleleri bulunmaktadır. Evli ve dört çocuk babasıdır.

Abdullatif Şener Kitapları:

- Tanzimat Dönemi Osmanlı Vergi Sistemi
İnsanlığın bugün içiçe yaşadığı pek çok kurum, belli koşulların ürünüdür ve belli insan ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik olarak tarihi bir süreç içerisinde şekillenip günümüze ulaşmıştır. Bu nedenle, bugünü değerlendirebilmek, toplumların geçmişini araştırmayı gerekli kılar. tarih çalışmalarıysa, insanlığın yalnızca eskiye yönelik meraklarının bir sonucu değil, günümüzü anlamlı kılmanın ve anlamanın da bir yoludur.

Abdüllatif Şener, Tanzimat Dönemi Osmanlı Vergi Sistemi, İşaret Yayınları, Bilimsel Araştırma Dizisi:6, İstanbul, 1990

- Sona Doğru Osmanlı - Osmanlı Ekonomisi ve Maliyesi Üzerine Yazılar
Yoğun bir akademik çalışma döneminin ardından, 1991 seçimleri ile parlamentoya girdim. Ara vermeksizin halen siyasete devam ediyorum. Tercihimin doğru olup-olmadığını sorgulamayı da gereksiz görüyorum. Siyasetin sağladığı kazanımlar da var elbette. En azından hayata ve dünyaya bakış açımı, olayları sorgulama biçimimi derinden etkilemiştir. Ancak tamamlamayı düşündüğüm pek çok çalışma yarıda kalmıştır. Her şeyin bir alternatif maliyeti var. Benim için siyasetin alternatif maliyeti akademik çalışmalarımdan uzaklaşmak olmuştur. Eğer siyasete adım atmasaydım bu kez de siyasetteki kazanımlarım olmayacak, bu kazanımlar akademik çalışmalarımın maliyeti olarak görülecekti.

Bilimsel çalışmalarımla baş başa kaldığımda iki zorluğu birlikte hissettim. Akademik çalışma yapan biri olarak kendi zorluklarım. Yani işin sübjektif yanı. Diğeri ise ele aldığım değişim dönemi bağlamımda değişim serüvenini yaşayanların paylaştıkları zorluk.

Uzatmayacağım... Akademik çalışmaların ürünlerini devşirmek, zor ve yorucudur. Emek ister, sabır ister. Yıllarınızı vakfedersiniz, bazen ömrünüzü. Ve kimleri ve neleri ihmal etmezsiniz ki... Envanterini çıkarmak imkansız.

Bir değişim dönemini inceliyorsanız, değişime konu olan objeler bağlamında büyük zorluklar olduğunu da hissedersiniz. Düne bugünden baktığınızda, dünü kendi koşulları içinde değerlendiremiyorsanız bazı dirençleri anlamakta zorluk çekersiniz. Kolay ve keskin eleştiriler yöneltirsiniz geçmişe. Dünü kendi koşulları içinde algılama yeteneğiniz geliştikçe ne büyük zorlukların olduğunu düşünmeye başlarsınız. Ve değişimin önündeki en büyük engel, değişmesi gereken sisteme karşı toplumun duyduğu güvendir. Osmanlı bunun en belirgin örneğidir. Gayri Safi Milli Hasılanın hemen tamamına yakınını sağlayan tarım sektörü güçlü bir örgütlenmeyle düzene sokulmuş, her fetih sonrası arazi tahrirleri yapılmış, geleneksel yapıların yerine tımar sistemi yerleştirilmiş, ekonomik, sosyal ve askeri fonksiyonlarla donatılmış; kentler, ticaret ve sanayi loncalar etrafında örgütlenmiş, meslekler, ihtiyaçlar ve üretim dengeleri kurulmuş; saray bürokrasisi farklı bir çerçevede kurumsallaştırılmıştır. Tüm bunların sonunda ortaya yerküre üzerindeki tarihin en güçlü devletlerinden biri çıkmıştır. Milyonlarca km2 üzerinde hükümran bir Devlet-i Aliye... Ne olduysa bu noktada olmuştur. Küreselleşmenin birinci evresi başlamıştır. 1492'den 1800'e kadar yerküre üzerinde bilinmeyen kıtalar bilinir, aşılmayan okyanuslar aşılır olmuştur. Ticaret yolları ve vasıtaları, ticarete konu mallar ve madenlerde tür ve hacim olarak büyük değişiklikler yaşanmıştır. Osmanlı sistemi ise dış şokların etkisinde, bazen değişimin önüne koyduğu tabloyu gücüyle bağlantılı yorumlamıştır. Yavuz Sultan Selim'in, belki de Piri Reis'in haritasını görünce geleneksel Osmanlı azametiyle " Meğer Dünya bir padişaha yetmeyecek kadar küçükmüş" deyişi gibi... Ama daha çok kendi sistemine duyduğu güven, geleneksel Osmanlı kurumlarının tekrar klasik dönemdeki hale getirilmesi, tımar sisteminin tekrar eski haliyle ihya edilmesi gibi geçmişteki şanlı günlere geri dönüş tezlerini reform çalışmalarının merkezi haline getirmiştir. Osmanlının kendi sistemine duyduğu güven, geçmişi ihya etmenin çözüm olamayacağını anlamayı güçleştirmiş ve geciktirmiştir. Sistemin top yekün kurumlarıyla birlikte değiştirilmesinden başka çare kalmadığı anlaşıldıktan sonra ise, yine söz konusu güven nedeniyle yenileşme çabaları, eski kurumların tasfiyesi, yenilerinin oluşturulması, asırlık bir mücadele dönemi yaşanmasına yol açmıştır. Tarihimizdeki köklü reformların arkasında uzun bir geçmiş vardır. Devlet ve kurumların yetkilerine yönelik Anayasal sınırlamalar, demokratik kurumların oluşması, hukuk reformu, toprakta özel mülkiyet, sermaye birikiminin oluşturulması, sanayileşme çabaları, hatta kullanılan takvimin değiştirilmesi ve Latin alfabesine geçiş gibi konular bile asırlık tartışmaların ve denemelerin ardında vücud bulmuştur.

Bir başka nokta ise, tarihimizde kaybeden tarafın değişimin maliyetini olması gerekenden daha ağır bir faturayla ödemesidir. Buradaki kastım belki toplumsal maliyeti anlatmıyor, birilerinin bireysel kayıplarını anlatıyor. Ama yine de üzerinde düşünmeye değer. Son İmparator filmini izlediğim zaman hep şu mukayeseyi yapmıştım: Son Çin İmparatoru, komünist rejimin gelişiyle birlikte yaşama hakkını kaybetmiyor. Sınıf ayrıcalıklarını kaldıran yeni rejim, eski imparatora kendi sarayında bahçıvanlık yapma imkanı tanıyor ve hayatının sonuna kadar orada diğer Çinlilerin sahip olduğu haklarla yaşıyor. İngiliz Krallığı'da demokrasinin gelişimiyle yok olmuyor. Fransız İhtilali sonrasında giyotinle kesilen başlar, değişen dönemlerin ardından bizde kurulan siyasi dar ağaçları oralarda yok. Toplumsal refleksler, belki siyasi gelenekler farklı...

Zor veya kolay, sert veya yumuşak her değişim sürecinin kendince bir serüveni vardır. Bu serüveni incelemeye koyulduğunuzda araştırmacı olarak kendinizi yaşamadığınız bir maceranın içinde hissedersiniz. Üzüldüğünüz demler de haz duyduğunuz anlar da olur. Yaşanan senaryoları keşkelerle yüklü olarak yeniden kurguladığınız da... Hepsinden öte çalışmalarınızı tamamlayıp, eseriniz ortaya çıktığında, hayatınızı tüketirken ürettiğinizin coşkusunu yaşarsınız.

Bu satırları yazarken bile, siyasetin galaksisinden, akademik hayatın galaksisine geçmiş, farklı bir dünyaya adım atmış gibiyim.

Bu çalışmanın ilgililer açısında yararlı olmasını dilerken, tüm emeği geçenlere teşekkür ediyorum.



Abdüllatif Şener, Sona Doğru Osmanlı-Osmanlı Ekonomisi ve Maliyesi Üzerine Yazılar, Birleşik Kitabevi, 2. Baskı, Ankara, 2007

- Osmanlı Maliyesinin Şeffaflaşması - Yayımlanan İlk Bütçeler

Her ne kadar üretmeden tüketmek herkes için geçerli olabilecek bir şey değilse de, pek çok kişi için hayat tüketimden ibarettir. Aslında herkes her an hayatı tüketir. Kimileri tüketerek, kimileri üreterek tüketir hayatı... Çoğu kez bunları birbirinden koparmak da mümkün değildir. Ama yine de benim için hayatın değeri, tükettiklerim kadar değil, ürettiklerim kadardır. Kitap olarak yayımlanan ilk Osmanlı bütçelerini ilgililerin yararlanmasına sunarak üretim haneme mütevazi bir katkı sağlamak istedim. Çalışmamdan yararlanacak diğer araştırmacıların üretim çabalarını da desteklemek düşüncesiyle...

Abdüllatif Şener, Osmanlı Maliyesinin Şeffaflaşması - Yayımlanan İlk Bütçeler, Kapı Yayınları, İstanbul, 2008

- Abdüllatif Şener - Adım da Benimle Beraber Büyüdü

Adüllatif Şener ve Çiğdem Toker'in 15 yıl öncesine dayanan tanışıklıkları ve Şener'in Refahyol'un Maliye Bakanlığı'ndan, AKP Başbakan Yardımcılığı'na ve son seçimde adaylıktan feragatine kadar uzun yürüyüşünü izleyen, Toker'in kaleminden tarihe dipnotlar...

Bu kitapta bir çok sorunun yanıtını bulacak ve onu daha yakından tanıyacaksınız. Yedi yıl süren İmam Hatip döneminde en büyük hayali neydi? Kafkas adetlerine uygun düğünü... Abdüllatif Şener, partisi kapatılırken, Refahyol çökerken ne hissetti, hangi kararları aldı, neleri tabu ilan etti? Cumhurbaşkanlığı seçiminde nasıl saf tuttu? Şener'e göre "Yeni Merkez" neresi? Merkezin yeni tanımı ve etkileri ne olacak?


En son MedCezir tarafından Ptsi Haz. 01, 2009 4:59 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Http://www.blogyazari.com
nurullah cihaner




Mesaj Sayısı : 16
Rep Gücü : 33
Kayıt tarihi : 30/05/09

Abdullatif Şener Kimdir? Empty
MesajKonu: Abdüllatif Şener - Adım da Benimle Beraber Büyüdü   Abdullatif Şener Kimdir? Icon_minitimeC.tesi Mayıs 30, 2009 3:31 pm

Adüllatif Şener ve Çiğdem Toker'in 15 yıl öncesine dayanan tanışıklıkları ve Şener'in Refahyol'un Maliye Bakanlığı'ndan, AKP Başbakan Yardımcılığı'na ve son seçimde adaylıktan feragatine kadar uzun yürüyüşünü izleyen, Toker'in kaleminden tarihe dipnotlar...


Bu kitapta bir çok sorunun yanıtını bulacak ve onu daha yakından tanıyacaksınız. Yedi yıl süren İmam Hatip döneminde en büyük hayali neydi? Kafkas adetlerine uygun düğünü... Abdüllatif Şener, partisi kapatılırken, Refahyol çökerken ne hissetti, hangi kararları aldı, neleri tabu ilan etti? Cumhurbaşkanlığı seçiminde nasıl saf tuttu? Şener'e göre "Yeni Merkez" neresi? Merkezin yeni tanımı ve etkileri ne olacak?
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
nurullah cihaner




Mesaj Sayısı : 16
Rep Gücü : 33
Kayıt tarihi : 30/05/09

Abdullatif Şener Kimdir? Empty
MesajKonu: Geri: Abdullatif Şener Kimdir?   Abdullatif Şener Kimdir? Icon_minitimeC.tesi Mayıs 30, 2009 3:43 pm

Abdullatif Şener'in diğer kitapları;
- Tanzimat Dönemi Osmanlı Vergi Sistemi

- Sona Doğru Osmanlı - Osmanlı Ekonomisi ve Maliyesi Üzerine Yazılar

- Osmanlı Maliyesinin Şeffaflaşması - Yayımlanan İlk Bütçeler
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
nurullah cihaner




Mesaj Sayısı : 16
Rep Gücü : 33
Kayıt tarihi : 30/05/09

Abdullatif Şener Kimdir? Empty
MesajKonu: Geri: Abdullatif Şener Kimdir?   Abdullatif Şener Kimdir? Icon_minitimeC.tesi Mayıs 30, 2009 4:03 pm

Can DÜNDAR gözü ile Abdüllatif ŞENER Potresi


Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener "İktidardaki muhalif"i Mülkiye şekillendirdi.

Abdüllatif Şener konuştukça, aynı zorlu yıllardan, aynı dikenli yollardan geçip geldiğimizi fark ettim. Bugünkü Şener'i şekillendiren yolculuğun ilk duraklarını görebildim. Ve anladım, nasıl olup da iktidardayken muhalif kalabildiğini...


Ben SBF Basın Yayın Yüksek Okulu'na büyük heyecanla girmiştim. Girdiğim sene bir kitap tutuşturdular elime: Pulitzer'den "Felsefenin Temel İlkeleri"... Altını çize çize okudum. Okula yeni gelenlerin talim kitabı olduğunu sonradan öğrendim.
Sonra 70'lerin son dönemecine girdik. Kan sızdı okul duvarlarından... Devam etmek gelmedi içimden... İşe girdim, okula sınavdan sınava uğradım.
Ama gidip geldikçe, bahçede öğrencileri gördükçe hep "Keşke doyasıya bir öğrencilik yapabilseydim" burukluğu geçti içimden. Hâlâ da geçer.


Aynı yıllar, aynı yollar

Mülkiyeliler Birliği'nin girişimiyle hazırladığımız "Mülkiye belgeseli" için 1977 mezunu, Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener'le buluştuk.
Mülkiye yıllarından konuştuk. O konuştukça, aynı zorlu yıllardan, aynı dikenli yollardan geçip geldiğimizi fark ettim.
Bugünkü Şener'i şekillendiren yolculuğun ilk duraklarını görebildim. Ve anladım, nasıl olup da iktidardayken muhalif kalabildiğini...
AKP'nin içkiye karşı topyekun savaş açtığı bir dönemde Şarap Üreticileri Derneği'nin toplantısına katılıp "Ben bu nesnenin her şeyini bilirim, tadı dışında" diyebildiğini...
Herkes yabancı sermaye geliyor diye zil takıp oynarken "Dikkat, Arjantin'e benzeriz" uyarısını yapabildiğini...


İstanbul'a vali olacaktı

Şener'in babası 93 Harbi'nde Rus zulmünden kaçıp Sivas'a yerleşen bir Kafkasyalı muhacir...

Annesi de aynı zulümden kaçıp Osmanlı'ya sığınan Çeçen bir ailenin kızı... Babası Sivas'ta TCDD'de işçilik yaparken, Abdüllatif aileye destek için simit satmış.
Lisede okurken karateciymiş. Ama gözü İstanbul'daymış. Aynı sırada oturduğu arkadaşıyla, liseyi bitirip İstanbul'a gidecekleri günlerin hayalini kurarlarmış.
Sınavda edebiyat fakültesini tutturmuş Şener; bir yıl orada okumuş. Ertesi yıl yeniden denemişler. İkisinin puanı da İstanbul'da okumaya yetmiş bu kez... Sıra arkadaşı İstanbul Üniversitesi İşletme Bölümü'nü seçmiş.
Ama Şener ön kayıt için gittiği Mülkiye'deki heyecandan çok etkilenip son anda İstanbul hayalinden vazgeçmiş:
"Ben Mülkiye'ye gideceğim. İstanbul'a vali olarak geleceğim" demiş.

Dört ders Marksizm
O güne dek Necip Fazıl'dan heyecanla şiirler okuyan dini bütün bir öğrenci Şener...
Marksizmi sadece onu lanetleyen yazarların kitaplarından tanıyor.
Mülkiye'de yurtta kalmaya başlamış. Orada hayatında ilk kez Marksistlerle karşılaşmış. Bu karşılaşmayı şöyle anlatıyor:
"SBF'de öğrencilerin ve hocaların çoğu Marksistti. Hangi ders olursa olsun, içine mutlaka Marksizmle ilgili bir şeyler serpiştirirlerdi. Hiç unutmuyorum, bir gün dört ders vardı. İlk üçünde hocalar Marksist olmasa da Marksizmi anlattılar. Son ders başka bir sınıfta Mümtaz Soysal'ın dersi vardı.
'O da Anayasa dersinde Marksizmi anlatacak' dediler. 'Dört dersin dördü de Marksizm olsun bari' diye ona girdim."

Aynı kitap

Bu yoğunluk onda ters tepmemiş. Yıllar sonra bakan koltuğunda sergilenecek bir hoşgörünün ilk adımlarını o yıllarda atmış:
"İnsan bir fikirle karşılaştığı zaman önyargılıysa toptan reddeder. Bu tür tepki veren arkadaşımız da çok olurdu. Ben hiçbir zaman, hiçbir düşünceye karşı böyle olmadım. Kestirmeden 'Bu yanlıştır' diye hiçbir düşünceyi reddetmedim. Bir şeyle karşılaştığım zaman 'Acaba bu neyin nesidir?' deme alışkanlığım vardır."
İşte bu alışkanlıkla Marksizmi daha yakından tanıyabilmek için solcu arkadaşlarından kitap sormuş. Tahmin ettiğiniz gibi Pulitzer'in "Felsefenin Temel İlkeleri" tavsiye edilmiş. Kitabı, ders gibi altını çizerek okumuş.













[b]
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
nurullah cihaner




Mesaj Sayısı : 16
Rep Gücü : 33
Kayıt tarihi : 30/05/09

Abdullatif Şener Kimdir? Empty
MesajKonu: Geri: Abdullatif Şener Kimdir?   Abdullatif Şener Kimdir? Icon_minitimeC.tesi Mayıs 30, 2009 4:08 pm

"İnançlarımı sorguladım"

Peki ne etki yapmış Marksizm, genç Şener üzerinde?
"Marksizm her şeyden önce, tutarlı bir düşünce biçimi sunuyor size... Başka düşünceleri de kritik etme metodolojisi veriyor elinize... Bu metodolojiyle, hemen kendime yöneldiğimi, kendimi, düşüncelerimi ve inançlarımı sorgulamaya tartmaya başladığımı hatırlıyorum."
Belli şablonları giyinmenin, kolayından kimlik edinmek anlamına geldiği o dönemde zor olanı, sorgulamayı seçmiş Şener:
"Müslüman bir kimliğe sahip olduğum için, İslam'la ilgili konuları tartışmaya açardım arkadaşlar arasında... Oysa o dönemde din, inananlar açısından tartışma alanı dışındaydı. Ama ben 'Her konu tartışılmalıdır' derdim. 'Bunları fazla kurcalama' diyen arkadaşlarıma da, zamanında Tanrı'nın var olup olmadığını bile tartışan eski İslam filozoflarını örnek gösterirdim. Bu sorgulama sonunda, hakim düşüncenin baskısı altında kendi iç hesaplaşmamı yaptığım bir dönem yaşadım. Ve sonunda, bütün konuları önüne koymuş, tahlil etmiş, sonra da inançlarıyla ilgili kararını vermiş bir insan olarak çıktım üniversiteden..."


Boykotta, çatışmada

Tabii o kadar kolay olmamış çıkmak...
Kantinde uygar tartışmaların yapıldığı dönem kapanıp da çatışmalar başlayınca içinde yer aldığı "dindar öğrenciler"le birlikte kopmuş okuldan...
Sağcı öğrenciler fakülteye alınmaz olunca derslere gelmez olmuş. Sınavdan sınava uğramış üniversiteye...
Bir sınavda kağıdı boş vererek yapılan boykota katılmış.
Çatışma çıktığında bodrumda dindar odacıların yanına sığınmış. Arada namazını da orada kılmış.
Ayrıntılarını yakında izleyeceğiniz "Mülkiye belgeseli"nde bulacağınız o dönemde, 10 üzerinden 7,5 not tutturarak mezun olmuş.

Ötekine saygı

Şener, Mülkiye'den sonra bir süre Maliye'de çalıştı, değişik üniversitelerde öğretim üyeliği yaptı ve AKP kurucusu olarak siyasete atıldı.
İstanbul'a vali değilse de Türkiye'ye başbakan yardımcısı oldu. Bugün üslubuna yansıyan "ötekine saygı" yaklaşımı, ola ki o en kanlı dönemlerin Mülkiye'sinden ve belki de müşterek okunan bir Pulitzer kitabının satır aralarından süzülmüştür.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
nurullah cihaner




Mesaj Sayısı : 16
Rep Gücü : 33
Kayıt tarihi : 30/05/09

Abdullatif Şener Kimdir? Empty
MesajKonu: Geri: Abdullatif Şener Kimdir?   Abdullatif Şener Kimdir? Icon_minitimeC.tesi Mayıs 30, 2009 4:12 pm

"Mülkiye'de dayaktan nasıl kurtuldum?"

"O yıl biz 3. sınıftaydık. Boykotlar nedeniyle fakülte açılmamıştı.
Bir gün okula gittim. Seha Meray'ın cenaze töreni vardı. Bütün öğrenciler oradaydı. Tam kapıdan çıkacağım sırada iki öğrenci geldi, kimliğimi sordu. Çıkarırken, biri diğerine 'Ara üzerini' dedi. İşin tehlikeli olduğunu anladım. Her gün birilerinin öldüğü bir ortamda, çok fazla oralarda oyalanmamak gerektiğini düşünerek 'Buradan kaçmam lazım' dedim. Sol tarafa doğru koşsam orada Hukuk Fakültesi, Siyasal yurdu var; sağ çıkamam. Ne yapıp yapıp fakültenin önündeki caddeyi geçmem lazım. O zaman yaşama şansım var.

"Yakalayın faşisti!"
Son sürat, caddeye doğru koşmaya başladım. Siyasal'ın kapısından çıktıktan sonra 8-10 merdiven vardır, biraz gidince iki-üç merdiven daha, sonra bir-iki merdiven daha var, en son gene bir 8-10 merdivenle caddeye inilir. Ben ilk merdivenden atlar atlamaz, arkamdan, 'Yakalayın faşisti' diye bağırdılar. O anda bahçede kızlı erkekli oturan grup birden ayaklandı ve beni yakalamak için harekete geçti. Bahçeye doğru, son sürat koşmaya devam ettim. Üçüncü merdivenleri geçerken, biri çelme taktı, takılıp düştüm. Elimdeki kitaplar dağıldı. Bir ara 'Kitapları toplasam mı?' diye düşündüğümü hatırlıyorum ama 'Her an bir kurşun gelebilir' düşüncesiyle kalktım, son merdivenlerden indim, o hızla caddenin karşı tarafına geçtim. Yukarıda, farklı düşünceden arkadaşların kaldığı bir yurda doğru koştum. Bir ara takip ediyorlar mı diye dönüp baktım, öğrencinin biri kemerini çıkarmış, sallaya sallaya hâlâ peşimden koşuyordu. Yakalayamadılar ama düşmekten kalkmaktan, ayakkabımın topuğu sökülmüş, pantolonum, dizim, elim, her tarafım parçalanmıştı, kanamıştı."


"Kız arkadaşımız yoktu, ne eksiklik!"
"Her türlü riskine rağmen Mülkiye'yi çok sevdim ben. Orada öğrenci olmayı çok önemsedim. Mülkiyeli kimliğini her şeyin ötesinde gördüm. Ama o ortam da hiç hoşuma gitmedi. Şöyle adam gibi bir öğrencilik yapamamak, içimde ukde kalmıştır hep... Hatta 1980'den sonra, Maliye'de çalışırken, 'Üniversite sınavına tekrar girsem de şöyle düzgün bir öğrencilik yapsam' diye düşündüğüm olmuştur.
Kızdığım şey aslında, Mülkiye değil, o günkü ortamdı. Şimdi bakıyorum, mesela fakülte yıllarında bir kız arkadaşımızın olmayışı doğru bir şey değildi. Yani o dönemle ilgili bir eksiklik olarak değerlendiriyorum. Ama o günün koşullarında, böyle bir şeyin olması da mümkün değildi.

Sev-Genç yok, Dev-Genç var
Çünkü o dönemki tüm ideolojik gruplar, böyle ideolojik faaliyetleri bırakıp da kız-erkek arkadaşlığıyla vakit geçirenleri döverlerdi. 'Sev-Genç yok, Dev-Genç var' derlerdi. Bakış tarzı bu olunca, siz, üniversite atmosferinin gerektireceği bazı doğallıkları da yaşama imkanından mahrum kalıyorsunuz. Bu, büyük bir eksiklik. Böyle bir ortamda öğrenci olmanın sıkıntısını yaşadık. O kadar ki, ben o günün atmosferinin etkisiyle olsa gerek, diplomayı aldıktan sonra okul kapısından çıkarken 'Bu kapıdan içeri girmek bir daha nasip olmasın' dediğimi hatırlıyorum."

"Her Mülkiyelide biraz komünistlik vardır"

"Sevdiğim bir hocam, derdi. (gülüyor) Bence bu, belli bir dönemdeki algılamayı yansıtıyor. Neden? Özellikle Soğuk Savaş döneminde, Türkiye'nin genel atmosferinde zaten bir devletçilik vardı. O zaman siyaset, ekonomi devletçi boyutlar taşıyordu. Mülkiye öğrencilerinin de mezun olduktan sonra iş alanları hep kamuydu. Dolayısıyla Mülkiye'nin bir devletçi ağırlığı vardı. Tabii oradaki öğrenciler de bu yapı üzerinde yetişiyor. O halde, devletçiliği komünistlik sayarsanız, bizim jenerasyon için ister sağcı ister solcu olsun, hepsinde biraz komünistlik kırıntısı, komünist bir damar vardır diyebiliriz."
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
MedCezir
Yönetici
Yönetici
MedCezir


Mesaj Sayısı : 187
Rep Gücü : 367
Kayıt tarihi : 29/05/09
Yaş : 38
Nerden : Mersin

Abdullatif Şener Kimdir? Empty
MesajKonu: Geri: Abdullatif Şener Kimdir?   Abdullatif Şener Kimdir? Icon_minitimePaz Mayıs 31, 2009 2:47 pm

Allah yolunu açık etsin sayın başkanın
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Http://www.blogyazari.com
serkan kayan




Mesaj Sayısı : 1
Rep Gücü : 1
Kayıt tarihi : 29/07/09
Yaş : 34
Nerden : adana

Abdullatif Şener Kimdir? Empty
MesajKonu: Geri: Abdullatif Şener Kimdir?   Abdullatif Şener Kimdir? Icon_minitimeÇarş. Tem. 29, 2009 9:05 am

sen baba adamsın benımle ıletişime geç sana faydamız dokunsun sayın başkan
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Abdullatif Şener Kimdir?
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Abdullatif Şener: Özelleştirmelerin altında imzam yoktur
» tanıtım toplantısında Abdullatif Şener'in konuşması
» Abdüllatif Şener, Gaziantep İl Başkanını Atadı
» Türkiye Partisi Genel Başkanı Abdüllatif Şener ve parti yöneticileri Anıtkabir'i ziyaret etti.
» Abdullatif Şener: Türkiye'de halktan kopmuş ve uzaklaşan bir hükümet var

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Türkiye Partisi - Abdullatif Şener - TP - Türkiye Partisi Forumu :: Türkiye Partisi - TP :: Genel Başkan ve Üyeler (Partililer)-
Buraya geçin: